24 Kasım 2014 Pazartesi

Kışa yakışan çay beyaz çay

Hayatımda sinemada izlediğim ilk film Karlar Kraliçesiydi.. Muhtemelen 8-9 yaşındaydım. Her ne kadar Kraliçe kötü kalpli de olsa, filmi süsleyen o ihtişamlı kış masalı çocuk kalbimde kışın, karın ve beyazın apayrı bir yere sahip olmasının ilk nedeniydi belki de..

Sonra karı ve kışı sevmem baki kalmakla birlikte, nedenlerim değişmeye başladı: okul tatili, kardan adam, Beytepe'ye çılgınca yağan karda yürüme, yuvarlanma, şehirden kopma duygusu.. karlı gecelerde bazen boza, mutlaka çay ama elde malzeme olması durumunda evde yapılan ya da Cafe des Cafe'de içilen sıcak şarap.. Sanki bunlar hep karın yağmasını beklerdi, ya da kışın gelmesini.. Belki de sokaklarda yaşamayacak kadar şanslı olduğumuz için severdim kışı, bencilce bir sevgi..

Yanılmıyorsam 2012 yılıydı.. Bugünlerde Emek Holding tarafından belki yerine bir otel, belki AVM yapılmak için anılarımızın da satıldığı Akün Tiyatrosunda Olcay Kavuzlu'nun başrolde olduğu Soğuk Bir Berlin Gecesini izlemiştik. Soğuk bir Şubat akşamıydı diye hatırlıyorum. Konusu bu yazı itibarıyla önemli olmasa da, Olcay Kavuzlu'nun şu sözleri kalbime işlemişti: 

"Ne güzel bembeyaz örttün tüm pisliğini bu kötü şehrin... Keşke içimize de yağsa kar ve kapatsa içimizdeki kötülüklerin üzerini..."

O günden sonra ne zaman kar görsem demiyim ama şehre ya da kendi içime dalmışken gelir aklıma bazen bu sözler..  Bu yıl da kış Ankara'ya erken gelmiş gibi görünüyor.. Elmadağ'a ilk kar yağmış bile. Cumartesi öğleden sonra yaptığımız minik gezintide karın, beyazın şehrin çirkinliklerini nasıl örtüğünü, örtmeye çalıştığını gördük yükseklerden.

Eve son derece üşümüş olarak geldiğimizde, içimizi ısıtmak için hadi bir çay içelim dedik. Aklıma kışa, beyaza en uygun çay olarak beyaz çay geldi.



 Beyaz çayın birkaç ilginç özelliği var paylaşmak istediğim. Özellikle bol antioksidan, az kafein içerdiği için akşam çayı için en uygun çaylardan birisi beyaz çay. Özellikle Çin'in Fujian eyaletinden kupalarımıza ulaşan beyaz çay bahar döneminde yalnızca birkaç hafta gibi kısa bir süre içinde toplanabiliyor. En kıymetlileri yalnızca tomurcuktan toplananlar (Yin Zhen ya da gümüş iğne diye geçiyor) ve bizlerin içtiği tomurcuk ve yaprakların karıştırıldığı, göreli olarak daha ucuz olan (Bai Mu Dan ve Shou Mei) türü.




Bir zamanlar beyaz çay yalnızca imparatora sunulan bir çay türü iken, bugün bizlere de ulaşabilmekte :)



Hafif, dengeli bir tadı var. Her ne kadar bazı kaynaklar hafif bir enginar ve kayısı tadı bıraktığını söylese de, ben enginar tadını çok hissedemedim..

Bu arada, çayların demleme sürelerinin ve suyun sıcaklık derecesinin çaya göre değiştiğini söylemekte yarar var. Mesela, beyaz çay için önerilen sıcaklık suyu derecesi 77-82 derece arası, tadın tam olarak hissedilebilmesi için suyun miktarının az olması gerekiyor.

Soğuk günlerde değişik, sıcacık çaylarla içimizi ısıtmaya devam :)

3 yorum:

  1. Her gün tükettiğimiz ama hakkında çok az şey bildiğimiz bu bitki hakkında sayenizde ne kadar da çok şey öğrendim. Teşekkür ederim. Yeni paylaşımlarınızı heyecanla bekliyorum:)

    YanıtlaSil
  2. Yararlı olmasına çok sevindim, yeni paylaşımlarda görüşmek üzere :)

    YanıtlaSil
  3. Beyaz çay, içimi son derece keyifli, yumuşak, huzur veren bir çay... Türkiye'de çok tanınmayan bu çayı bize tanıttığınız için teşekkürler...

    YanıtlaSil